Herkese merhaba!
Üç ay boyunca burada kendimize kurduğumuz bilinçli yaşamdan edindiğimiz tecrübeleri sizlerle paylaştık. Bununla birlikte sizlerin de bundan sonra hayatınızda daha bilinçli adımlar atabilmeniz için bu yeni yaşam tarzında benimsediğimiz ve bizlere yardımcı olan bilgilerimizi ve tüyolarımızı sizlere de aktarmaya çalıştık. Bu bilgilerin yanı sıra, sizlerin hoşuna gidebileceğini düşündüğümüz çevreci filmler ve keyifli aktiviteler sunduk. Ankara'daki bu bilinçlenme ve bilinçli kalma yolunda sizlerin keyfini yerine getirmeyi ve sizleri motive etmeyi kendimize bir görev bildik. Son paylaşımımızda ise sizlere biraz kendimizden bahsetmek istedik. Tabi ki bunu yaparken hem bizleri tanımanızı sağlayan hem de bu bilinçli yaşam tarzlarında bizleri etkileyen ve bu yolda bizleri motive eden bilgileri de paylaşmayı unutmadık. Umarız paylaşımlarımız, doğaya karşı olan bu bilinçlenme ve bilinçlendirme yolunda sizlere yardımcı olmuştur. Biz bu paylaşımları yaparken çok eğlendik ve bu bilinçli hayatın da eğlenceli olabildiğini sizlere göstermeye çalıştık. Umarız bizim seçtiğimiz bu üç farklı yaşam tarzını benimser ve doğaya daha faydalı bireyler olma yolunda bizlere katılmaya devam edersiniz. Bilinçli kalın!
0 Comments
Herkese merhaba! AnkarAware olarak birkaç aydır sizlerle olma fırsatı yakaladık. Bu süreç içinde sizlerle Ankara'da bilinçli yaşam üzerine çeşitli fikirler ve öneriler paylaştık. Vedalaşmadan önce okurlarımızla incelediğimiz pek çok konuyu bir araya topladığımız, üstüne bir de blogumuzun arkasındaki yüzlerle tanışma fırsatı sunduğumuz küçük, tatlı bir video hazırladık. Video oldukça açıklayıcı. Ama videoya eşlik edebilecek kısa bir açıklama yazmaktan zarar gelmeyeceğine karar verdik. Biz, kendine özgü şekillerde bilinçli bir yaşam sürmeyi seçmiş, Ankara'da yaşayan üç öğrenciyiz. Her birimiz bilinçli yaşamın farklı bir uzantısına yoğunlaşıyoruz. Birimiz azimli bir vejetaryen, ötekimiz gerçek bir hayvansever, diğerimiz ise tutkulu bir çevreci. Daha önemlisi ise, her birimiz sıradan insanlarız. Bilinçli olmayı seçtiğimiz bu alanlar insanların gözünde büyüse de, yatırımda bulunması zor alanlar değil. Bu nedenle grubumuzun her üyesinin kendi alanında deneyimlerini ve tüyolarını paylaşmasının bilinçli yaşamla, özellikle de Ankara'da bilinçli yaşamla ilgili yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmada yardımcı olabileceğine inanıyoruz. Videoda, hayvanseverimizin kozmetik ve gıda gibi sektörlerle ilgili olarak sunduğu üzücü gerçeklerle, çevrecimizin Ankara'da geri dönüşüm üzerine açıklamalarıyla, ve vejetaryenimizin Ankara'da acıkmış biri olarak deneyimleriyle tam olarak bunu yapmaya çalıştık. Üstüne de sizlere Ankara'ya dair birbirinden kolay üç tüyoda bulunduk. Umarız bizimle geçen vaktinizden keyif almışsınızdır. Bu duyarlı serüvende yanımızda olduğunuz için teşekkürler. Bilinçli kalın! Herkese merhaba!
Bloğumuzda bir tüketici olarak bilinçlenmekle ilgili pek çok içerik paylaştık. Ancak şu ana kadar yemekten içeceğe, kozmetikten kişisel bakım ürünlerine kadar çok sayıda sektörde ne yazık ki sıkça uygulanan hayvan deneyleri çalışmalarına özel olarak değinme fırsatımız olmamıştı. Konunun ilgimizi hak ettiğine inanıyoruz ve bu tip uygulamaların yaygınlığını gözler önüne sermenin, hayvan deneyleri yapan markaları satın alma alışkanlıklarınızdan çıkarmak için gerekli olacak motivasyonu sağlayacağını düşünüyoruz. Bu nedenle sizler için aşağıda gördüğünüz bilgilendirici görseli hazırladık. Bilinçli kalın! Herkese merhaba, Her yıl yılbaşı döneminde farkında olmadan çevreye zarar veriyoruz. Süsler, hediye paketleri doğaya atık olarak dönerken, aldığımız hediyelerin, yediklerimizin içerikleri hayvanlara zarar verebiliyor. Bizler bu yeni yılı daha bilinçli karşılamaya karar verdik ve bunun için neler yapabiliriz diye düşündük. Çevreye zarar vermeden gerçekleştirebileceğimiz yeni yıl gelenekleri bulmak istedik. Yılbaşında süslerimiz, tatlılarımız ve hediyelerimiz eksik olmasın diye çevreci, vejetaryen ve cruelty free üç tarif hazırladık. Bilinçli Hediye: Narlı Dudak Peelingi Bu yılbaşında sevdiklerinize hediye almak yerine onlara içine sevginizi kattığınız çevreci hediyeler hazırlayabilirsiniz. Evdeki malzemeler ile hazırlayabileceğiniz bu dudak peelingi hem sıfır atık ruhundan besleniyor hem de vejetaryen. Sadece 4 malzeme ile kolayca hazırlanan bu dudak peelingi hem çevreye hem de sevdiklerinizin dudaklarına çok iyi gelecek. Bilinçli Tatlı: Chia ve Yemişlerden Gelen LezzetPartiler, arkadaş toplantıları, buluşmalar... Yılbaşı sezonunun olmazsa olmazı bu etkinlikler arasında oradan oraya koştururken yediklerimize dikkat etmekte zorlanmamız çok normal. Ama bunun da bir çözümü var. Son derece besleyici, sağlıklı, ve üstelik bilinçli bir tatlı tarifini sosyal aktivitelerinize entegre etmek yeme içme sıkıntılarınızı tatlıya bağlayacaktır. Bu durumda bizim önerimiz pratik olduğu kadar lezzetli olan chia pudingi. Tercih ettiğiniz sütün içinde bekleteceğiniz chia tohumları ile hayat kurtaran lezzetlere ulaşmak çok kolay! Bilinçli Yılbaşı Süsü: Portakal Kabuklu ve Patlamış MısırlıYılbaşında yapılabilecek en güzel keklereden biri portakallı kektir. Fakat yapımı sırasında bir sürü portakal kullandığımız için ortaya çıkan portakal kabuklarını da çöpe atmak yerine, onları değerlendirmek için çok güzel bi yol bulduk. Portakal kabuklarını kullanarak evinizin her yerine asabileceğiniz bir yıl başı süsü yaptık. Bu süsü yapmak hem eğelenceli hemde geri dönüşüm açısından doğanın bir dostu. 6 tane malzeme ile yapılan bu doğa dostu süs, evinizde yada yılbaşı ağacınızda harika duracak. Eğer süslemeyi severseniz belkide işler değişir ve süsü yapmak için kek yaparsınız. 😊 Herkese merhaba, Günlük hayatımızdaki bazı davranışlarımız doğal dengede aksaklıklar olmasına ve hatta doğanın yok olmasına sebep olabiliyor. Bazen sonuçlarını düşünmeden hoşumuza gittiği için satın aldığımız veya kullandığımız ürünler, genel olarak yaşam tarzımız, aslında yeryüzünde birlikte yaşadığımız diğer canlıların zarar görmesine sebep oluyor. Bunlar gibi küçük detayları sürekli düşünerek yaşamasak da uzun süreler içerisinde büyük yaptırımları ortaya çıkıyor. Bu durum izlediğimiz, hatta belki de çocukluğumuza hitap eden filmlerde bile konu olarak işlenmiş durumda. Bu yazımızda sizler için Tarzan, Kong: Skull Island ve Wall-E filmlerini belki de hiç görmediğiniz bir bakış açısından incelemek istedik. Dikkat! Az sonra okuyacaklarınız filmleri henüz izlemeyenler için filmin süprizini bozacak detaylar içerebilir. 🎬 🦍 Tarzan, afrikada bir yağmur ormanında, ailesi öldükten sonra goriller tarafından büyütülen, annesi ve babası goril, bütün arkadaşları ise hayvan olan bir adamın hikayesini anlatıyor. Bir gün bu yağmur ormanına bir profesör, kızı Jane ve yanlarında avcı Clayton'ın gelmesi ile birlikte Tarzan'ın hayatı değişir. Burada işlenen esas konu Tarzan'ın kendi insan benliğini bulma çabası ve Jane'e ilk görüşte aşık olması. Bu sırada avcı Clayton ve adamlarının esas amaçları ise Tarzan'ın ailesi olan gorilleri yakalamak ve onları İngiltere'ye götürüp yüksek bir fiyattan satmaktır. Tarzan bu noktada büyük bir ikileme düşer, ya insan olup doğaya ve ailesine ihanet edecektir, ya da içindeki insan benliğini bulmaktan vazgeçip ailesini kurtaracaktır. Bu noktada dikkatimizi çekmesi gereken noktanın Clayton'ın hayvanlar konusundaki açgözlülüğü olduğunu düşünüyoruz. Hayatın içerisinde sergilemek için, kürkleri veya üzerlerinde deney yapılması için hayvanlar kendi habitatlarından sökülüp alınıyor. İnsanların bu tür açgözlülüklerinden ve bencilliklerinden dolayı ormanlardaki doğal denge bozulmakla kalmıyor, hayvan türlerinin soylarının tükenmesine de sebep olabiliyor. Bu filmde de işlendiği gibi doğada kendiliğinden oluşan ve kendi içerisinde var olan bir denge var. Kendi yararlarımız için bu dengeyi bozacak hareketlerde bulunmak yerine, hayvan yaşamına ve bu doğal dengeye saygı duymamız gerekiyor. Wall-E, yeryüzünde kalan son robotun hikayesi. Görevi insanların çöplerle doldurup yaşanamaz hale getirdiği dünyayı onlar için tekrar temizlemek. Wall-E'nin sevimliliği, Eve ile olan aşkları durumu biraz yumuşatsa da aslında çok karanlık bir tarafı da var filmin. Olabilecek en kötü senaryolardan birini gözler önüne seriyor. Gökyüzüne uzanan çöpler, binalar, bunlarının hepsini arkasında bırakıp uzaya kaçan, sadece oturup tüketmeye devam eden insanlar. Wall-E'nin verdiği çevreci mesajları gözden kaçırmak biraz zor, özellikle de filmin ilk kırk dakikası Wall-E'nin bu dünyadaki yalnız günlerini takip ederken. Açılış sahnesi itibariyle uzunca bir süre sadece çöpler, Wall-E ve arkadaşı böcek var. Durum bu olunca etkilenmemek elde değil. Sevimli robotları ve verdiği mesajlarıyla Wall-E her yaş grubuna hitap edebilecek hem eğitici hem öğretici filmlerden. Küçükleri sıkmadan çevre bilinci kazandırmak, büyüklere ise bir hatırlama için ideal. Dileriz Wall-E ve Eve gibi robotların arkamızdan yeryüzünü temizlemesine hiçbir zaman ihtiyacımız olmaz. Dev cüssesi ve meşhur kükremesi ile Hollywood'un gözde canavarı olan King Kong, Kong: Skull Island filmi ile bir kez daha karşımıza çıkıyor. Jorgan Vogt-Roberts, klasik kahramanımıza özgün bir soluk getirerek bir grup bilim insanının canavarlar bulma hevesiyle askerler eşliğinde Kurukafa Adası'na yolculuğunun hikayesini anlatıyor. Olaylar Vietnam Savaşı sırasında gerçekleşiyor ve bu da büyük ölçüde filmin estetiğine yansıyor. Bunlara ek olarak filmin şüphesiz en belirgin yanı insan ve doğa dengesi üzerine verdiği cüretkar mesajları oluyor. Hırslarına yenik düşen bilim insanları, doğanın en el değmemiş köşesinde bile söz hakkının kendilerinde olduğunu düşünen Amerikan askerleri, aktivist bir fotoğrafçı, sürekli olarak devasa tehditlerle karşı karşıya varlığını sürdüren bir yerli halk, adanın gerçek tehlikesi dev canavarlar, ve iyi kalpli günah keçisi Kong bir araya geliyor ve filmin anlatısı sevimli canavarımıza yaraşır boyutlarda yargılarda bulunuyor. Bu noktada film bir tür ayna işlevi görüyor ve patlamış mısırınız eşliğinde tadını çıkarttığınız şaşaalı aksiyon sahneleri arasında kendi yansımanızla baş başa kalıyorsunuz. İnsanlığın doğadaki kibirli konumu ve ona ait olmayanı sahiplenmek adına müdahalede bulunma konusundaki takıntısı yüzünüze Kong'un yumruğu gibi çarpıyor. Sonundaysa bu unutması kolay hikayeden size kalan ufak bir aydınlanma ve bilinçlenme adına bir motivasyon kıvılcımı oluyor. Çevre sorunları ve insanın doğayla ilişkisine dair çok sayıda olumsuz gelişmeye düzenli olarak tanık oluyoruz. Tehditlerin öyle ya da böyle farkındayız, ama bunların sonuçları, yüzleşmeyi göze almamız için muhtemelen çok uzak. İncelediklerimize benzer filmlerin bu tatsız gidişatın sonucuna dair soru işaretlerine bizim yerimize dolduruyor olduğunu görmek güzel. Kesin sonuçları ve keskin mesajlarıyla bu gibi filmler, hikaye formatında gizlenmiş çarpıcı gerçekler, belki de bir şeyleri değiştirmek adına harekete geçmek için ihtiyacımız olan şeydir. Sonuçta motivasyonun nereden, nasıl bir formda geldiği çok fark etmiyor.
Bilinçli kalın! Herkese merhaba, Yeme alışkanlıklarımıza çevreci bir alternatif olarak vejetaryen beslenme de bilinçli yaşamın bir parçası. Ankarada yaşama ayak uydurabilmak için sabah trafiği, işe yetişmek, sınav saatleri derken birçok öğünümüzü dışarıda ve en hızlı şekilde yemek durumunda kalıyoruz. Bu yemekleri arasında az olsa da vejetaryen veya sağlıklı beslenmek isterseniz bazı lezzetli seçenekler bulmanız mümkün. Biz de AnkarAware olarak bu bilinçli tutumu daha erişilebilir kılmak için yola koyulduk ve sizler için hızlıca karnınızı doyurabileceğiniz 4 fast-food restoranını listeledik. Dr. Falafel'in bizlere sunduğu lezzetli falafel menüleri, Burger King'deki tek vejetaryen seçenek olan Bean Burger, alışılanın aksine vejetaryen dürümleriyle karnımızı doyuran Dois ve listemizin son ürünü, Subway'den Sebze Keyfi. Dikkkat! Az sonra okuyacaklarınız ani ve yüksek oranda acıkmaya sebep olabilir. 🤤 1. Ankara'da Orta Doğu Esintisi Dayanamadık en sevdiğimizi ilk yazdık. Dr. Falafel'in birbirinden lezzetli falafel menüleri damaklarımızda Orta Doğu rüzgarı estiriyor. Falafel burgerden, dürüme kadar bir çok seçenek arasında karar vermek zor. Bizce hepsi birbirinden lezzetli. Falafel sevmeyenler için mücver ve fellah köfte gibi farklı seçenekler de sunuyorlar. Aklımızın ufacık bir köşesinde yer eden bir sorun ise menü olarak verdiğimiz siparişlerde hepimize farklı oranda patates ve soğan halkası gelmesi. Eğer yeteri kadar yoksa masada bir kişinin soğan halkarını çıtırdatırken diğerlerinin bakması ihtimali var. Paylaşmak ise bu ufak sorunun basit çözümü.
2.Burger King'in Vejetaryen İncisi:Bean Burger Burger King'in vejetaryen incisi Bean Burger. Adı hemen açık etse de lezzeti fasulyeden yapıldığını unutmaya yardımcı oluyor. Üzerinde eriyen peynir ve domates ise dışı kıtır içi yumuşak bu lezzetin muhteşem detayları. Bean Burger söz konusu olduğunda bizi üzen tek şey ise Burger King gibi hızın ön planda olduğu bir markaya göre biraz yavaş kalması. Bu tada talep az olduğu için Bean Burgeriniz ancak sipariş verdiğiniz anda dondurucuda bekledikleri köşelerinden çıkarılıp pişiriliyorlar. Bizlere de kasada önünde geçirdiğimiz süre boyunca Bean Burgerimizi hayal edip daha sonra ona sıcacık kavuşmak kalıyor. Bean Burger ne kadar sıcak o kadar güzel!
3. Klasik Bir Ankara Dürümcüsü: DoisEtsiz bir diyet izleyen biri olarak Kızılay'da vakit geçirmenin şüphesiz en can sıkıcı yanlarından biri tabelalarını gözünüze sokmak için uğraşan hızlı servisli dürüm döner mekanları. Ama artık adım başı karşınıza çıkan bu ikonik restoranlarda karnınızı doyuramamak gibi bir endişeniz kalmasın. Dois, radikal bir kararla satışa sunduğu vejetaryen dürümleriyle yardımınıza geldi! Servis hızı oldukça yüksek ve menüsü de en az etli alternatifleri kadar doyurucu. Sıradan etli bir dürümün basitçe etlerinin çıkarılmış olanı olması durumu başta kulağa olumsuz gibi gelse de, tanımlayıcı sosu ve patateslerinin uyumuyla gerçek bir dürümcü deneyimi yaşamanızı sağlayacak.
4. Ekmek Arasında Sebze Keyfi Fotoğrafını gördüğünüz bu sandviçin adı Sebze Keyfi. Bir başka deyişle vejetaryen insanların yediklerinde midelerini şenlendiren yemek. Sandviç konsepti sayesinde yemeğinize hızlıca kavuşabildiğiniz Subway’in bir ürünü olan Sebze Keyfi, içerik olarak diğer sandviçlerden biraz sönük kalıyor ne yazık ki. Çünkü bu sandviç için, yalnızca diğer menüleri zenginleştirmekte kullanılan sebzelerden seçebiliyorsunuz. İçerik olarak marul, salatalık, mısır, biber, turşu ve zeytin çeşitleri gibi her sandviçin zenginleştiricisi olan sebzeler dışında ekstra bir sebze sunulmuyor. Fazla çeşidimiz olmasa da, sebzeler ekmekle buluştuktan sonra bizlere bu sandviçe soslar ile son bir dokunuş yapıp afiyetle mideye indirmek düşüyor.
Sizlere sunduğumuz vejetaryen mutfagının bu dört hızlısı, günlük yaşantınızda sizlerin hayatınızı kolaylaştıracak ve hem zamandan kazanmış olacaksınız, hem de bu leziz yemeklerin tadına doyamayacaksınız. Hepinize şimdiden afiyet olsun. Bilinçli kalın!
|
|